Bir
süreliğine de olsa insanlar evlerine çekilip ,arabalar yollardan
kalkınca ,fabrikalar şalter indirince şehirler hayvanlara kaldı .Hayvanlar
insanların işgal ettiği alanların kontrolünü geri almaya başladı . Dünyamız
biraz da olsa nefes aldı .İspanyol gribinden beri hiç bir yılda doğaya karbon
salınımı bu kadar azalmamıştı. Fakat hayat normalleşmeye başlayınca küresel
iklim değişikliği tehdidi tekrar baş gösterecek .Umudumuz covid-19 salgınının
insanlarda uyandırdı bilincin küresel iklim değişikliğine karşı duyarlılığı
arttırması .Evlerimizde kaldığımız bu günlerde küresel ısınma ve
küresel iklim değişikliğine karşı bilgilenip daha duyarlı olmalıyız.
Ne kadar farkındayız bilinmez ama belki de insanlık
tarihinin en büyük tehdidi ile karşı karşıyayız iklim değişikliğinin etkilerini
günbegün daha net görüyoruz her gün buzulların erimesinden sellere
kuraklıktan çölleşmeye kiraz bahçelerini kış ayında çiçek açmasından tutun
kasırgalara denizlerin yükselmesi haberlerini görmüyor değiliz.
Bu karanlık tabloya rağmen gençlerin bu duruma karşı farkındalıklarını artması
gelecek nesiller ve doğa için bir umut oldu .
20 Eylül
2019 da 150 farklı ülkede 2500 den fazla etkinliğe milyonlarca insan katıldı.
Tüm dünyayı uyandıran bu gelişme
uzmanlar tarafından hazırlanan IPCC[Hükümetler arası iklim değişikliği
paneli]'nin raporunda , küresel ısınmanın sanayi devrimi öncesi
döneme göre 1,5 C ile sınırlı kalmasının aciliyetini vurgulanıyor.
Bu raporda ancak 2020de karbon emilsiyonlarının inişe geçmesi
,2030 a kadar yılda yüzde 4-5 e düşmesi , 2050 de net karbon emilyosunun
sıfırlanması halinde 1.5 C ilesırılı kalması ve iklim değişikliğinin rotasını
değiştirmek için hala bir şansımızın olduğunu söylüyor .
en
son veriler yeryüzünün şu ana kadar 1.1 derece ısındığını söylüyor .
kamuoyuna
duyurulması için yapılan açıklamada küresel ısınmada büyük bir payı olan fosil
yakıtların yerine düşük karbonlu yenilenebilir enerji
kaynaklarının alması ve kısa ömürlü maddelerin kullanımının azaltılması
gerektiğine vurgu yapılıyor. Doğaya müdahalenin azaltılması gerektiğinin altı
çiziliyor. Hayvansal ürünlerin tüketimini azaltmak bitkisel ağırlıklı
beslenmeye yönelme tavsiye ediliyor .
Her
İnsanın bunlardan üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi çok önemli fakat
asıl büyük dilimi kar hırsı ile doğayı yağmalayan büyük şirketlerle ekonomisini
fosil yakıtların çıkarımla dayandıran Rusya, ABD ,Kanada ,Avustralya gibi
ülkeler alıyor Bu da gösteriyor ki bu önlemleri tek başımıza almanız yeterli
olmuyor. Bunun gibi küresel sorun teşkil eden konularda tüm ülkelerin birbirine
etkilediğini söyleyebiliriz .Paris iklim Anlaşması kapsamında tüm ülkelerin bu
adımı atmaları gerekiyor .Ülkelerin bu değişime ayak uydurması farklılık
gösterse de bir an önce Jeotermal ,Rüzgar ,Güneş ,Su gibi yenilenebilir enerji
kaynaklarına yönelmesi gerekiyor. Bunu yaparken enerji tasarrufu da
ihmal edilmemeli.
Bu bilgiler
hayatımıza, günlük yaşamdaki davranışlarımıza yansırsa amacına ulaşır. Umarım
bu ekolojik krizden en az hasarla çıkarız.
ÖZGE KAYAPINAR
Yorumlar
Yorum Gönder