Filografi tarihi aslında çok eskiye dayanmakta ve doğuş yeri Orta Doğu olarak gösterilmektedir. Diğer sanat dallarında olduğu gibi filografi de çevre ülkelere yayılarak zamanla bütün dünyanın bildiği bir sanat olmuştur. Nasıl ortaya çıktığı hakkında kesin bilgi olmasa da Osmanlı döneminde de pek çok kişi tarafından icra edilmiş ancak koşulların yetersizliği ve sanatın gereklilikleri yüzünden Osmanlı’nın son dönemlerinde çok arka planda kalmıştır. Sabır gerektiren bir sanat olması nedeniyle yakın tarihte az icra edilmekteydi ama son zamanlarda günümüz sanatçılarından bazıları bu sanata el uzatıp karanlıklardan çıkarmış ve başkalarına öğretmişlerdir. Bu nedenle filografi günümüzde gittikçe adını daha fazla duyurmaya başlayan, belki de eski ününe kavuşan bir sanat haline gelmiştir.
Filografi, bir ahşap ya da sunta panonun üzerine çiviler çakılıp aralarını nizami bir şekilde teller ya da iplerle doldurma işlemiyle yapılan bir sanattır. Özellikle hat yazıları, çiçek desenleri ve harflerle oluşturulan panolar çok güzel görünüyor. Filografide pano üzerine, tasarlanan çizim yapılıyor. Çiviler belli sıklıklarla düzgün bir şekilde panoya bu desen üzerinden çakılıyor. Daha sonra da uygun renklerde teller ya da ipler çiviler arasından geçirilerek desen dolduruluyor. Ama tabii bunu gelişigüzel bir şekilde yapmıyoruz, belli bir nizam olması gerekiyor. İpleri ya da telleri sıkı bir şekilde germek de şart. Kullanılan ahşap ya da sunta tabakanın çok kalın ya da aşırı ince olmamasına da özen gösterilmeli. Kadife, deri gibi kumaşlarla pano kaplanabiliyor da tercihe göre. Çivilerin küçük ve bu işe uygun olanlardan seçilmesi gerekiyor. Kaba saba çivilerle hem iş güzel durmaz hem de pano çatlayabilir. Telleri ya da ipleri örmek için bir çuvaldız, gerektiğinde kesmek için iyi bir kesici alet gerekir. Eğer tel kullanılarak çalışılacak ise ince bakır bobinaj teli kullanılabilir.
Filografi sanatı, çivilerin çakılmasında ve çivilerin aralarının teller ile doldurulmasında belli bir nizam ve matematiksel hesaplamalar gerektirmesi açısından oldukça fazla sabır gerektirmektedir. O nedenle herkesin başarabileceği bir sanat değildir. Ama başaranların sabırlarına sabır ekleyen, çivi ve tellerdeki nizami duruşu hayatlarına yansıtan, ruhlarına dinginlik verip dertlerini unutturan bir uğraş olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Bu özelliği sebebiyle ABD’de öğretimine oldukça önem verilmiştir. Psikolojik güzel etkileri göz önüne alınarak evlerde bile kurs verilmiştir. Böylece filografi toplumda huzur sağlamak üzere kullanılan bir araç haline gelmiştir. Filografinin bir diğer güzel yanı ise desen sınırlamasının olmaması ve desenlerin kişinin hayal gücüyle aynı oranda artmasıdır. Bu da sanatçının hislerini eserine yansıtmasını kolaylaştırıp pek çok kişi ve yaş grubuna hitap etmesini de sağlar. Yani zaten evrensel olan sanat, filografi ile tekrar can bulup evrenselliğini tekrar kanıtlama imkanı bulmaktadır.
Ben de filografi sanatı ile 3 yıl önce bir ustanın hayranlık uyandıran eserlerini gördüğümde tanıştım ve bu sanatı öğrenmem lazım diye düşündüm. Filografi sanatını öğrenmek için hiçbir kursa gitmedim. İnternet üzerinden başlangıç aşamasından itibaren videolarını izledim, tekniklerini, püf noktalarını öğrendim, deneme yanılma yolları ile kendi stilimi tarzımı geliştirdim. Gerçekten çok sabır gerektirdiği kadar saatlerinizi başında geçirebileceğiniz ruhen dinlendiren bir sanat.
Sabrınıza güveniyor, keyifli saatler geçirmek istiyor ve sonunda tel ve çivilerin dansı ile müthiş eserler ortaya çıkarmak istiyorsanız siz de filografi sanatına el uzatıp aydınlığa çıkarın ve yaşatın ….
Eline ve yüreğine sağlık
YanıtlaSil
YanıtlaSilÇok sagol canım
Eline sağlık arkadaşım çok güzel olmuş
YanıtlaSil